 |
| Nazım Hikmet |
Nazım Hikmet, edebiyatımızın en çok tartışılan isimlerinden biri, şüphesiz. Üzerindeki siyasi tartışmaları bir kenara koyarsak Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olduğu sanırım, yadsınamaz.
Nazım, Bahriye Mektebinde öğrenciyken yolu, edebiyatımızın başka bir büyük şairi Yahya Kemal Beyatlı ile kesişir. Yahya Kemal, Nazım'ın tarih hocasıdır. Genç Nazım yazdığı bir şiiri Yahya Kemal'e gösterir. Gerisi Nazım'dan dinleyelim:
"Kız kardeşimin kedisi üstüneydi yazdığım şey. Yahya Kemal’e gösterdim, kediyi de görmek istedi ve şiirimde anlattığım kediyi gördüğü kediye o kadar benzetmedi ki, bana: Sen bu pis uyuz kediyi böyle övmesini biliyorsun, şair olacaksın, dedi."
Nazım'ın Onay Vermediği Aşk
Nazım Hikmet'in annesi, ülkemizin ilk kadın ressamlarından biri olan Celile Hanım'dır. Nazım, 16 yaşında iken babası ile annesi ayrılır. Bir süre sonra Yahya Kemal Beyatlı ile Celile Hanım arasında bir gönül ilişkisi başlar. Bu ilişkiyi onaylamayan Nazım, evlerine özel derse gelen hocasının cebine şu notu bırakır: "Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz." Bu not ne kadar etkili olmuştur bilinmez ama bu aşk hikayesi uzun sürmeyecektir.
Koğuş Arkadaşı
Hanımın Çiftliği, Murtaza ya da 72.Koğuş gibi eserleriyle tanıdığımız Orhan Kemal, yazı hayatına şiirler yazarak başlamıştır. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan sanatçı askerliğini yaparken Nazım Hikmet ve Maksim Gorki'nin kitaplarını okuduğu gerekçesiyle tezkeresine kırk gün kala mahkemeye sevk edilir. Komünizm propagandası yaptığı ileri sürülerek beş yıla hüküm giyer. Orhan Kemal, Bursa'da iken kendisi gibi Bursa'ya nakil gelen Nazım Hikmet ile tanışır. 3,5 yıl onunla aynı koğuşu paylaşır. Aralarında oluşan usta-çırak ilişkisi Orhan Kemal’in hayatı için de bir dönüm noktası olur. Nazım Hikmet’in tavsiyesi ile hikâye yazmaya başlar.
Gelmişken bunu da okuyun
Şiirin Canına Okuyorsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için değerli. Lütfen yazıyla ilgili görüşlerinizi bizimle paylaşınız.