22.08.2024

Komşu Abla

Yıl 1974. 
Türkân Şoray’ın hayat arkadaşı Rüçhan Adlı, “Fahriye Abla” şiirinin film haklarını satın almıştır. 
Proje hakkında konuşmak üzere Şoray için daha önce de senaryo yazan Selim İleri, Fahriye Abla şairi Ahmet Muhip Dıranas, Rüçhan Adlı ve Türkân Şoray bir araya gelir.
Birçok film projesinin konuşulduğu ama çok azının hayata geçebildiği yıllardır.
Dıranas’ın “Şiirler” adını verdiği tek şiir kitabı henüz çıkmıştır. 
Şiir konusunda titiz davranıp az şiir yazan Dıranas; Fahriye Abla’nın yanı sıra Kar, Serenad, Olvido gibi şiirleriyle ünlü olsa da -tıpkı Hocası Tanpınar gibi- şiirlerini ölümünden kısa bir süre önce kitap haline getirebilmiştir.
Selim İleri’ye göre Türkân Şoray; içe dönük, az konuşan, mutsuz biridir. Onun için sadece sinema vardır ve tabii ki Selim İleri de Türkân Şoray’a âşıktır:

“Şimdi artık herkes biliyor: İçin için Türkân Şoray'a âşıktım. Tabii, imkânsız bir aşk. Çocuksu şeyler, çocuksu duygulardı. O eve girip çıkarken, bir güveni, bana duyulmuş güveni sarsmışım gibi keder duyardım. Git git melankoliye varan bir karasevda.” 

Selim İleri, şiirlerini ezbere bildiği Dıranas ile tanışacağı için oldukça heyecanlıdır.
Ve şiirleri nedeniyle Dıranas’tan Baudelaire'in çapraşık kişiliğine benzer bir tavır beklemektedir. 
Ancak karşısında yakışıklı, mağrur, çapkın, enikonu hayata bağlı, kaygısız, şık bir salon adamı bulur. Bu, genç yazar için büyük bir hayal kırıklığı olur.
Dıranas, Selim İleri’nin öyküler yazdığını, hatta bir iki kitabının olduğunu Rüçhan Adlı'dan öğrenir. Dıranas’ın sadece gülümseyerek “iyi iyi” demesi genç yazar için bir başka hayal kırıklığı olacaktır.
Selim İleri, 2005 yılında basılacak olan “Kar Yağıyor Hayatıma” adlı kitabında o anki duygularını şöyle değerlendirir: 

“Bugün birçok genç yazar arkadaşımızı ben de tanımıyor, bilmiyorum. Şimdi aynı sahneyi yaşasak “Olvido” şairine hiç kızar mıyım? Ama delicesine öfkeleniyorum. O kadar ki çantamda duran kitabını, Şiirler'i imzalatıp imzalatmamakta bir hayli bocalıyorum.”

O gün Selim İleri, içindeki öfkeyi yenip yanında getirdiği “Şiirler” kitabını şaire imzalatır.
Bu arada Dıranas’ın Fahriye Abla karakteri hakkındaki yorumları evde küçük bir sessizliğe neden olur: 

“Hani vardır efendim, hepimizin hayatında, genç, güzel, taşkın bir kadın... Bunda ayıp yoktur. Çocuk, komşu kadını akşamları pencereden gözetliyor. Gözü başka bir şeyi gördüğü yok. Gönlünde hep o iri siyah gözlü genç kadın...”

Fahriye Abla şairi, Türkan Şoray’ı tasvir etmiştir. Türkân Şoray önüne bakmakta, Rüçhan Bey ise şaşkındır. İleri’ye göre Dıranas, Sultan’ın çevresine örülen duvarları aşmış, Rüçhan Adlı’nın koyduğu sınırları çiğneyip geçmiştir.
Nedeni bu mudur, bilinmez ama Selim İleri, o senaryoyu hiçbir zaman yazamayacak, Dıranas’ın Fahriye Abla’sı da beyazperdede görünmek için Müjde Ar’ı beklemek zorunda kalacaktır.

Metin ÇAKIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız bizim için değerli. Lütfen yazıyla ilgili görüşlerinizi bizimle paylaşınız.